Kuru Otlarin Kokusu, Giorgio Bassaninin edebiyatinin kökenlerini besleyen sehri Ferrarayi ve Yahudi cemaatinin varlik kosullarini anlattigi Ferrara kitaplarinin sonuncusu.
Giorgio Bassani zamaninin diger yazarlarindan farkli olarak Yeni Gercekci tavirdan uzak kaldi. Yapitlari fasist diktatörlüge, savasa ve Direnise, savas sonrasinin yeni bir toplumsal ahlak olusturma umutlarina ve bu umutlarin cöküsüne tanik olunan Italyasindaki tarih sürecte ortaya cikti. Yazdiklarinda yalnizlik ve dislanmislik duygularini, dahil oldugu burjuva sinifinin politik yetersizligini, Yahudi irkindan olmanin getirdigi acilari vurguladi.
Bassanideki bosluk duygusu, gecmisle baglanti kopuklugundan kaynaklanan bir kimlik eksikliginin disavurumudur. Yazar icin gecmise dönüs, hayatini kesintiye ugradigi yerden tekrar baslatip sürdürme gereksinimidir.
Gecmis ölmedi -ayni anlatim örgüsü kendince iddia ediyordu-, asla ölmez. Tam tersine uzaklasir, anbean. Gecmisi telafi etmek, o halde mümkündür. O halde uzamaya anbean devam eden türde bir koridorda ilerlemek gerekir, tabii gercekten telafi etmek isteniyorsa. Orada, gecmisin sonunda, koridorun karanlik duvarlarinin günesle bulustugu noktada, yasam, bir zamanlar oldugu gibi, canli, kipir kipir, ilk yaratildigi haliyle durmaktadir. O halde ölümsüz müdür Ölümsüzdür. Ve bununla beraber hep daha ucari, hep daha ulasilmaz, yeniden ele gecirilmeye hep daha gönülsüz.